Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mühendislik yolculuğu -Röportaj

 Duru: Öncelikle kendini tanıtabilir misin? Ecem:  Ben Ecem, Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği mezunuyum. Üniversite 2. sınıftayken çift anadal yapmaya karar verdim ve ikinci anadalım olarak Biyomühendislik tercih ettim. Şu an biyomühendislik son sınıf öğrencisiyim ve aynı zamanda bir fabrikada staj yapmaktayım.  Duru: Mühendislik seçerken neye ilgin olması lazım? Ecem: İlk olarak, analitik düşünebilme yeteneğini geliştirmek gerekiyor. Aslında okulda gördüğümüz dersler bize düşünmeyi öğretmeye çalışıyor. Örneğin, bir geometri sorusu çözerken genelde tek bir doğru yöntem yoktur, aynı soruyu birçok yöntem ile çözebiliriz. Bu durumda analiz yeteneğimizin güçlenmesi, farklı bakış açısı ve bilgiyi harmanlayarak mühendisliğin yapıtaşlarını oluşturabiliriz.  Duru: Mühendislik seçiminde okul önemli midir? Ecem: Tercih edeceğimiz okulu sadece sayısal verilerle değerlendirmek bence doğru değil. Mühendislik fakültesinde okuyan bir öğrencinin az önce saydığımız becerilerin yanı sıra insan ilişkil

Başarılı kadınlar ve TTPD albümü

  "You look like Clara Bow,  in this light, r emarkable. All your life, did you know? You'd be picked like a rose  " -Clara Bow, Taylor Swift Clara Bow, 1920'lerin ünlü Amerikalı bir sinema oyuncusudur. O dönemin en büyük sinema yıldızlarından biri olarak bilinir ve "Jazz Çağı'nın Tacı" olarak adlandırılır. Bow'un sinema dünyasına girişi, bir güzellik yarışmasında kazandığı bir ödülle başladı. Daha sonra stüdyolarda oyunculuk kariyerine başladı.  Genellikle "It Girl" olarak anıldı, çünkü o dönemin tanınmış yazarı Elinor Glyn, onun üzerine "it" dediği özel bir cazibesi olduğunu belirtmişti. Bow, romantik komedilerde ve flörtöz rollerde başarıyla oynadı.  Ancak, Clara Bow'un kariyeri ve kişisel hayatı medyanın yoğun ilgisine maruz kaldı. O dönemde basında çıkan skandallar ve dedikodular onun hakkında olumsuz imajlar oluşturdu. Bunlar, onun kariyerini olumsuz etkiledi ve sonunda 1930'ların başında sinemadan emekli olmasına n

Mamma Mia!

Günümüzde anlam veremediğim kadar nefret gören bir film, Mamma Mia. Klasik bir müzikal gibi karakterler konuşurken birden dans etmeye ve şarkı söylemeye başlıyorlar ama bu şarkılar öylesine değiller, diğerlerinden daha özeller çünkü hepsi ABBA şarkıları.  ABBA çok sevdiğim bir gruptur. Şarkılarında anlatılmak istenenleri gerçekten müzik sayesinde hissedebiliyoruz. Yine çoğu kişi tarafından "fazla eski tarz" olduğu için nefret görüyor. 70'lerde şarkı yapmaya başlamışlar, o dönemin hit parçaları disko tarzı, oldukça normal bence.  Konuma geri dönecek olursam, film bence çok safe place havası veriyor. Donna ve arkadaşlarının yakınlığı olsun, Donna ve Sophie arasındaki anne-kız sevgisini hissettikçe gözlerinizin dolmamasının imkanı yok.  Bütün bir film boyunca Sophie'nin babası kim diye kafayı yerken sonunda hala öğrenememek biraz yıkıyor doğrusu. Her filmin kusuru var diyerek en sevdiğiniz kişiyi gözünüzde baba yaparsınız artık - ya da bir babaya ne gerek var üçü birden

Kral Midas

 "Your Midas touch on the Chevy door."  -Champagne Problems, Taylor Swift  Midas, Frigya'nın efsanevi kralıydı. Bir gün, Tanrı Dionysus'nun sadık takipçilerinden biri olan Silenus'u sarhoş bir halde buldu. Midas, ona misafirperverlik gösterdi ve bir süre sonra Silenus'u Dionysus'un huzuruna ulaştırdı. Dionysus, Midas'ın cömertliğinden etkilendi ve ona bir dilek hakkı verdi.  Midas, ne kadar zengin olduğunu düşünerek, Tanrı'dan altından bir dokunuş dilemişti. Dionysus, onun dileğini yerine getirdi. Ancak Midas, dokunduğu her şeyin altına dönüştüğünü fark etti. Artık yiyecek yiyemez, su içemez, sevdiklerine sarılamazdı. Başlangıçta bu özelliği heyecan verici bulsa da, sonunda onun için bir lanet olduğunu anladı.  Midas, Dionysus'a geri dönüp bu lanetinden kurtulmayı diledi. Dionysus, Midas'ın özür dilemesini kabul etti ve ona bir çözüm önerdi. Midas, bir nehrin sularında yıkanarak bu lanetten kurtuldu.  Bu hikaye, insanın sahip olduklarının k